Uzun, ince bir yoldayım...

Lilypie Fourth Birthday tickers
Lilypie Maternity tickers

27 Kasım 2009 Cuma

Benim de bayram hediyem var

Bugün bayram olduğu için erkenden, sabah 7'de değil, 6'da uyandım. Annem geceden uykusuzdu; babamla vakit geçirdik.

Sabah kahvaltımızı dedem ve babaannemle yaptık. Benim uykum geldi ama çok az uyudum. Bu aralar gündüz uykum epey azaldı; canım hiç istemiyor. Akşam da 8 olmadan uyuyakalıyorum. Oysa ki gündüz uyusam, akşam ailemle daha fazla vakit geçirebilirim.

Uyandıktan sonra yine oyun oynadık. Yürümeyi çok seviyorum ya, evi turladık birkaç kere. Sütlü, pekmezli tahılımı yedim, suyumu içtim. Annem beni yine rahat bırakmadı, gözlerimi kaşıdığım gözünden kaçmadı; doğru yatağa...

Annem uyursam, günümü daha rahat geçirebileceğimi söylüyor. Bugün dayıma gideceğiz; öncesinde enerji toplamalıymışım.

Neyse ben uyumadım... Ama annemle babamı çok mutlu edecek, uykusuzluğumu onlara unutturacak, ömür boyu hatırlanacak bir hediye verdim:

Bayram şekeri: Montessori aktiviteleri nasıl uygulanır?

Esra'nın postu sayesinde Montessori'nin uygulama videolarına ulaşabilirsiniz.

Hepimize mutlu, keyifli bayramlar diliyorum...

21 Kasım 2009 Cumartesi

Kahvaltı keyfi

Son 2 haftadır kahvaltı yapıyorum. Peynir, pekmez, bisküvi/ekmek serisinin yanına geçen hafta yumurta da eklendi.

7.aya girerken, annem beyaz peynirle beni tanıştırdı. Ezerek parmakla verdi. Yadırgamadım. Pütürlü gıdada hiç sıkıntı yaşamıyorum, şimdilik. Bakalım, köftelere başlayınca ne olacak?

Demir takviyesi için doktorum ilaç vermemişti; pekmez yeter demişti. Evdeki nefis dut pekmezi bitmek üzere; babaannem dut pekmezi getirdi neyse ki. Geçen hafta yumurta sarısına 1/8 ölçülerde başlamıştım. Bu hafta 1/4e yükseldim. Gelecek hafta 1/2 olacak; 8.ay biterken bir bütün yumurta sarısını yiyebiliyor olacağım.

Bugün Mehveş teyzemle dışarıda kahvaltı yaptık. Yumurta, pekmez ve peynir karışımı nefis... Hele ailemle ve sevdiklerimle beraber yemek yemek, yeter de artar bile.

Vakit çok keyifli geçti. Bir ara uyudum bile.

Sonra da ekolojik pazara gittik.

Pazarda bir amca bana kavun dilimi verdi. Ben o dilimi yedim, yuttum. Nefisti. Kavunu sevdim. Annem bu sefer can eriği de buldu; bu hafta yeni bir meyve tadacağım. Ayrıca ilk kez ıspanak yiyeceğim.

Akşam olunca, Mehveş teyzemle yine çok güzel vakit geçirdik. O bana kitap okudu, ben ona güldüm...


Burada Limon'u öpüyorum.
Yarın teyzem dönecek Brüksele; ben de yine gelmesini bekleyeceğim. Söz verdi; benim kendisini unutmama izin vermeyecek.

20 Kasım 2009 Cuma

Babamın doğumgünü ve bir kaçamak

Babacığımın 15 Kasım Pazar günü doğumgünüydü. Sıradan bir gün olarak başlamadı. Uyanır uyanmaz "mutlu yıllar" şarkısını söyledik annemle. Ben el çırptım, "hıhhı-hhı" diye sayıkladım ama babam çok mutlu oldu.

Günün ortasında Zeynep teyzem evimize geldi. Allah Allah, anlamadım önce. Bugün haftasonu değil miydi? Annem, babam da evde; muhabetteyiz üstelik. Biraz da uyku sersemliği tabii.

Sonra annem ve babam giyinip dışarı çıktılar. İki saat kadar yoklardı evde. Ben de teyzemle oynadım, beslendim.

Annemler geldi, ellerinde bir CD vardı. Hemen ellerini vs. iyice yıkadılar sonra da uzun uzun beni öptüler. Ardından CDyi bilgisayara yükleyip ne yaptıklarını gösterdiler.

Yunuslarla yüzmüşlerdi. Süpeer! Her ne kadar ne demek olduğunu anlamasam da :)

Annem, babama özel bir hediye yapmak istemiş ve Dolphinarium'da yunuslarla yüzme imkanı olduğunu öğrenmiş. Bir randevu alarak gitmişler. Onlar çok mutlulardı. Babam kolunu incitmiş, öpmek istedim, iyileşsin diye. Acıyormuş canı; çok üzüldük. Annem de pişman oldu ama babam mutlu. Çok güzel bir deneyimmiş ve her anında ikisi de beni düşünmüş. Benim biraz daha büyümem gerekiyor, sonra beni de götürecekler.






Yunuslar çok şirinlermiş, 4 tane birbirinden oyuncu yunus (hatta biri de yavru! benim gibi)... Ama bir havuzda kalakalmaları, aşırı klorlu suda yaşıyor olmaları annem ve babamı üzmüş. İyi beslendiklerini ve bakıldıklarını görerek buruk bir mutluluk duymuşlar. Diğer yandan, hala Kuzey ülkelerinde yunuslar ve balinalar, kah zevk kah ticaret için vahşice katledilirken, burada insan himayesinde yetişmeleri çok da göze batmıyor. Sağlıklı şekilde, iyi koşullarda ve iyi niyetle olduğu sürece, tabii.

14 Kasım 2009 Cumartesi

İlk Montessori materyalim


Annecim, ilk Montessori materyalinin siparişini 25 Ekim'de e.bay'den vermişti. Amerika'dan gelecekti. Aslında pek ümitli değildi: ulaşır mı, gümrüğe takılır mı, kaliteli mi, vs.

Neyse, işte, sonunda evimizde, elimizde. Annem materyali benimle tanıştırdı ama sunumu henüz yapmadı. Evdeki şenşakrak günlerin durulmasını bekliyor.

İlk materyalimiz, object permanence box oldu. Bir varmış, bir yokmuş; peek-a-boo, where's the baby, gukk-ceee derken; Montessori sistemine de uygun olarak varlıkların daimi olduğunu öğrenmenin yolu: Bir varlık gözden kaybolabilir, sesi duyulmayabilir, dokunulamayabilir ama hala vardır. Mesela, annem/babam sabah işe gider, akşam döner; yani annemi/babamı göremem, kokusunu ve sesini duyamam, saçına dokunamam ama annem/babam hala annemdir, babamdır; akşam geleceklerdir. Şimdilik bu fenomeni kafama takmıyorum ama iki gün önceki hislerim kayda değerdi. Annem kapıda üstünü giyindi, sırtını döndü; teyzemin kucağından doğru paltosunun kemerine yapıştım ve onu kendime çektim. Kucağına atladım hemen. O da öptü, kokladı, öptü beni. Her seferinde anlattığı gibi, gideceğini ama akşam geleceğini; yine buluşacağımızı anlattı.

Bu materyalle deneyimimiz acaba nasıl olacak, merak ediyoruz.

Materyalin kalitesine gelince.. Kesimi güvenlik açısında başarılı, cilası kesinlikle kokmuyor, topunun hava delikli olması tadına bakmak istediğimde sıkıntı yaratmayacak; yalnızca içindeki rampanın eğimi az daha fazla olmalıymış.

Faydalar: Maddenin daimi varlığını öğrenme, el-göz koordinasyonunu güçlendirme

11 Kasım 2009 Çarşamba

Annem diyor ki: Bir Maclaren deneyimi

İki hafta önce, teyzemizin isteğiyle, baston puset aldık. En iyisi olsun istedik ve Maclaren'de karar kıldık. Onca paraya rağmen, iyi bir karar verdiğimizi düşünüyorduk ki; Salı günü gelen bir haberle şaşırdık, kaldık.

Maclaren'in 1999'dan beri piyasada varolan 1 milyon adet baston pusetinde güvenlik sorunu var-mış.



Önce e-bebek'e başvurmayı düşündüm. Webte şöyle bir bilgilendirme yapmışlardı.

Hemen internette Maclaren distribütörünü araştırdım: Sersa İthalat. Telefonla kendilerine ulaştım. Maalesef durum beklediğim gibiydi: haberler, asılsızmış; Maclaren bu kararı kendi programı kapsamında ele almış; ürünlerde herhangi bir sakıncalı durum yokmuş.

İtirazımı dile getirdim. İngilizce bildiğimi, ilgili web sitelerinde yer alan bilginin doğru olduğunu düşündüğümü belirttim; güvenlik kitinin tarafıma gönderilmesini talep ettim. Maclaren, güvenlik kitinin yalnızca Amerika için geçerli olduğunu dile getirmiş. Aman ne güzel değil mi? Yoksa biz DNA'sı sahte olan ürünleri yiyip içen, sağlığı riske atan içerikli aşıları kullanan, tarımcılığı ve hayvancılığının bugünü/yarını el'lerde olan, insan sağlığının hatta varlığının öneminin pek olmadığı 3.sınıf bir ülke miyiz? Geçmiş olsun, bize o zaman.

Sersa, bana e-mail gönderdi ve gözlerime inanamadım bir daha. Gerçekten de Maclaren, antetli bir belgede dünya distribütörlerine, ürünlerde hata olmadığı, ürünlerin dahili bir program kapsamında değerlendirilip güvenlik kiti hazırlandığı yazıyordu. Ben de onlara bir cevap yazdım:

Merhaba,

Hızlı geri dönüşünüz için çok teşekkürler.

İlgili dokümanda MacLaren’in belirttiğinin aksine, kendi web sayfasında hatalı ürünleri Amerikan Hükümeti’nin Ürün Güvenliği Komisyonu tarafından kararlaştırıldığı ve Maclaren'in gönüllü olarak ürünleri geri çağırdığı ifade edilmekte. İlgili link şöyledir:
http://recall.maclarenbaby.com/

Diğer yandan aynı sayfada bu Komisyonun yaptığı Kamu Duyurusu’na doğrudan link verilmiştir:
www.cpsc.gov/cpscpub/prerel/prhtml10/10033.html
Bu sayfada başka bir bilgilendirmeye kadar, bu ürünlerin kullanılmaması gerektiği belirtilmektedir. Nedeni ise açıklanmaktadır:
Hazard: The stroller’s hinge mechanism poses a fingertip amputation and laceration hazard to the child when the consumer is unfolding/opening the stroller.
Incidents/Injuries: The firm has received 15 reports of children placing their finger in the stroller’s hinge mechanism, resulting in 12 reports of fingertip amputations in the United States.
Bu ifadede pusetin açılıp kapatılması sırasında parmak sıkışması ve kopması yaşandığı belirtilmekte; 15 vakanın 12’sinde durumun parmak kopması ile sonuçlandığı ifade edilmektedir.

Maclaren'in, kendi ülkesi dışında, satış yaptığı ülkelerin çocuklarına ve velilerine karşı duyarsızlığını esefle karşılıyorum. Yapmış olduğunuz bilgilendirme ışığında, MacLaren firması ile yazışacağım. Duyarlı bir firma olarak tek yapması gereken, Amerika’da söz konusu güvenlik kitini ailelere gönderirken, bizim gibi ülkelerde de aynı uygulamayı gerçekleştirmek.

Bu ne kadar zor olabilir?

Neyse ki ürünü yeni almıştık. Hemen satıcı firmaya da iade edeceğiz.

Teşekkürler, iyi çalışmalar.


Maclaren ile henüz yazışmadım. Sizi de haberdar ederim.

NOT: Sonraki gelişmeler için burayı okuyun.